28 Eyl DATÇA
M.Ö. 2000’li yıllardan
itibaren bölgede Karlar yerleşmeye başlamıştır. M.Ö. 1000 yıllarında, Yunan ana
karasından Dorlar bölgeye gelerek Rodos Adası’nda 3, Kos Adası’nda 1, Bodrum
Yarımadası’nda 1 ve Datça Yarımadası’nda da 1 olmak üzere toplam 6 şehir
devleti kurmuşlardır. Bu şehir devletlerinin merkezi, Datça Yarımadası’nda
kurulan Knidos olmuştur.
İlk olarak Datça şehir
merkezinin 2 km kuzeydoğusunda Burgaz mevkiinde kurulan Knidos, M.Ö. 7. ve 6.
yüzyıllarda gelişip zenginleşmiştir. M.Ö. 546’da Lidya Devleti’nin Perslere
yenilmesinin ardından Pers egemenliğine girmiştir. Knidos’un ilk kurulduğu yer olan Burgaz
yerleşimi, antik döneme ait kalıntılarıyla dikkat çekmektedir. Prof. Dr. Numan
Tuna’ya göre, bu alan Herodot’un eserlerinde bahsettiği 6 Dor şehir birliğinin
Apollon adına yarışmalar düzenlediği yer olarak tanımlanır. Ödüllerin
saklandığı ünlü Apollon Tapınağı da burada yer almaktadır.
Kazı sonuçları, özellikle alt
terasta bulunan buluntular, Emecik Sarı Liman Kutsal Alanı’nın M.Ö. 6. yüzyıl
sonlarına kadar deniz aşırı bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. Buluntular
arasında Mısır, Fenike ve Etrüsk kökenli ithal malların yanı sıra Knidos’a özgü
kireç taşı ve pişmiş toprak figürinler ile çanak çömlek örnekleri de yer
almaktadır.
Sarı Liman’daki kutsal alanda
bulunan epigrafik veriler ve değerli adak eşyaları, bölgenin Apollon ile
ilişkisini doğrulamaktadır. Apollon Tapınağı’ndaki kazılarda, M.Ö. 8.-9. yüzyıla
tarihlenen adaklar, heykeller ve figürinler bulunmuştur. Ayrıca, tapınak
çevresindeki kazılarda, sonraki dönemlere ait başka tapınak ve kiliselerin de
inşa edildiği ortaya çıkarılmıştır.
Knidos; M.Ö. 4. yüzyılda,
ticaret nedeniyle yarımadanın en uç noktası olan Tekir Burnu’na taşınmıştır.
Aynı yüzyılda Büyük İskender’in egemenliği altına girmiştir. M.S. 2. yüzyıldan
itibaren Roma İmparatorluğu’nun, Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla da
Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun egemenliğine geçmiştir. Büyük depremler ve
M.S. 7. yüzyıldaki Arap istilaları sonucu Knidos büyük ölçüde tahrip olmuş ve
terk edilmiştir.
Datça Yarımadası, 13. yüzyılın
ikinci yarısından 15. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Menteşâ Beyliği toprakları
içinde kalmıştır. 15. yüzyılda Osmanlılar, Menteşâ Beyliği’ni kendi
topraklarına katmış ve bölge Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştur.
1909 yılında Osmanlı Padişahı V. Mehmet (Sultan Reşad) döneminde Datça ismi
Reşadiye olarak değiştirilmiş, ancak Türkiye Cumhuriyeti döneminde tekrar Datça
olarak anılmıştır. 1928 yılında Datça, merkezi Reşadiye Mahallesi olan Muğla
İli’ne bağlı bir ilçe haline gelmiştir. 1947 yılında ilçe merkezi bugünkü
İskele Mahallesi’ne taşınmıştır.
BAŞLICA
TARİHİ VE ARKEOLOJİK DESTİNASYONLAR
Knidos
Antik Kenti
Knidos, MÖ 4. yüzyılda ticari
nedenlerle yarımadanın uç noktasına taşınmıştır. Strabon’a göre, kent kıyı
boyunca ve önündeki adada yer almaktadır. İki liman oluşturulmuş; Kuzey Liman
askeri, Güney Liman ise ticaret için kullanılmıştır. Günümüzde liman
kalıntıları görülebilmektedir.
Kent, Afrodit heykeli ve
birçok tapınak ile ünlüdür. Praxiteles’in yaptığı Afrodit heykeli, antik
dönemde büyük bir üne sahipti. Knidos, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir
kültür ve ticaret merkezi olmuştur. Eudoxus, Praxiteles ve Sostratos gibi ünlü
isimler burada yaşamıştır. Kentin kalıntıları arasında Afrodit heykelinin
kaidesi, bir tiyatro ve Demeter Mabedi bulunmaktadır.
BAŞLICA
KOYLAR VE PLAJLAR
Palamutbükü
Datça’nın gözde koylarından
biri olan Palamutbükü, şehir merkezine 30 kilometre mesafede yer alır ve
bölgenin en popüler plajlarından biridir. Geniş bir hizmet ağına sahip olan bu koy, ziyaretçilerine konforlu
bir tatil deneyimi sunar. Palamutbükü, kum plaj yerine taşlık bir plaja sahip
olsa da, doğal güzelliği ve huzur veren atmosferi ile dikkat çeker. Buradaki
eşsiz manzara ve sakinlik, her ziyaretçiyi kendine hayran bırakır.
Gerence
Koyu
Datça Yarımadası’nın en
etkileyici ve doğal güzelliklerinden biri olan Gerence Koyu, işletmesiz ve
bakir bir plaj deneyimi sunar. Merkezden 30 kilometre uzaklıkta bulunan bu koy,
doğal yapısı ve huzur veren atmosferi ile dikkat çeker.
Yolu biraz engebeli
olduğundan, merkeze yaklaşık 40 dakika uzaklıktadır. Ancak bu yolculuk, koyun
sunduğu eşsiz manzaraların keyfini çıkarmak için kesinlikle değer.
Ovabükü
Plajı
Datça’nın saklı
güzelliklerinden biri olan Ovabükü Plajı, huzurlu bir yer olup, modern hayatın
stresinden bir kaçış noktası sunar. Datça merkezine sadece 15 kilometre
uzaklıkta bulunan bu plaja, aracınızla yaklaşık 20 dakikada ulaşabilirsiniz.
Ovabükü’nün ismi, çevresindeki
geniş ovayı andıran yapısından gelmektedir. Temiz ve sakin atmosferiyle bilinen
bu plajda, keyifli bir gün geçirebilirsiniz.
Hayıtbükü
Koyu
Datça’nın doğal cennetlerinden
biri olan Hayıtbükü Koyu, Ovabükü’nün komşusudur ve yeşil ile mavinin mükemmel
birleşimini sunar. Mesudiye Köyü’nün gözde koylarından biri olan Hayıtbükü, 15
kilometre uzaklıktaki Datça merkezinden ulaşılabilir. Koy, biraz engebeli
yollarla erişilebilir, ancak bu
yolculuk, varışta sunduğu huzuru ve
doğal güzelliği göz önünde bulundurulduğunda fazlasıyla değer. Taşlık plajı,
sessiz ve doğal bir atmosfer arayan ziyaretçiler için ideal bir seçenektir.
Kargı
Koyu
Datça merkeze sadece 3
kilometre uzaklıkta yer alan Kargı Koyu, bölgenin en güzel koylarından biridir.
Şehir merkezinden yürüyerek yaklaşık 30 dakikada ulaşabileceğiniz bu huzur dolu
koy, ayrıca düzenlenen toplu taşıma seferleriyle de kolayca erişilebilir.
Kargı Koyu, dağlarla çevrili
yapısıyla rüzgarın etkisini minimumda tutar, bu da koya sakin ve sıcak bir
deniz kazandırır. Sığ denizi nedeniyle suya girişlerde iskelelerden
faydalanabilirsiniz. Taş yerine kumdan oluşan plajı, Kargı Koyu’nu Datça’nın
gözde plajlarından biri yapar ve bu özelliğiyle ziyaretçilerini kendine hayran
bırakır.
Tavsiye
Edilen Aktiviteler
Datça Belediyesi Badem Çiçeği
Festivali (Kış Sezonunda)
Marina
ve Limanlar
Datça’ da 1 adet özel 1 adet
kamuya ait marina ve liman bulunmaktadır.
Sorry, the comment form is closed at this time.